Kur'an-ı Kerim Takva Sahipleri İçin Cennetin Müjdesidir
Anasayfa 111 » Kur'ân'daki İslam » Kur'an-ı Kerim Takva Sahipleri İçin Cennetin Müjdesidir ---

 

Allahû Tealâ, insanı üç vücut serbest irade ve aklın standartlarında yaratmış ve kâinatın en şerefli mahlûku kılmıştır.

  • Hicr-26’ya göre bütün insanlar salsalin adı verilen şekillenebilir bir balçıktan bir fizik bedenle halk edilmişlerdir. 

15/HİCR-26: Ve le kad halaknel insâne min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin).
Andolsun ki; Biz insanı, “hamein mesnûn olan salsalinden” (standart insan şekli verilmiş ve organik dönüşüme uğramış salsalinden) yarattık. 

  • Bütün insanlar yedi kademede dizayn edilmiş bir nefs vücudun sahibidir.

91/ŞEMS-7: Ve nefsin ve mâ sevvâhâ.
Nefse ve onu (7 kademede ahsene dönüşecek şekilde) sevva edene (dizayn edene) (andolsun).  

  • Allahû Tealâ bütün insanlara Kendi ruhundan üfürmüştür.
 32/SECDE-9: Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).
Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz. Allahû Tealâ fizik beden, nefs ve ruh üçlüsüyle yarattığı en sevgili mahlûkunun sadece ve sadece mutlu olmasını dilemektedir. Ve mutluluğun muhtevasında kişinin Allah’ın davetine icabet ederek Allah’a ulaşmayı dilemesi ve Allah’a kul olması vardır. 

  • Allahû Tealâ bütün bir kâinatı insan için insanı da Allah’a kul olması için yaratmıştır. 
 45/CÂSİYE-13: Ve sahhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı cemîan minh(minhu), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne). Ve göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre amade) kıldı. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka âyetler (ibretler) vardır. 

51/ZÂRİYÂT-56: Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûn(ya'budûni).Ve Ben, insanları ve cinleri (başka bir şey için değil, sadece) Bana kul olsunlar diye yarattım. Bütün insanlar başlangıç noktasında şeytanın kuludur. Kişiyi şeytana kul olmaktan kurtaran yegâne anahtar ise; kalben Allah’a ulaşmayı dilemesidir.  Zumer-17’de Allah’a kul olmanın başlangıç noktasının Allah’a yönelmek (Allah’a ulaşmayı dilemek) olduğu açıkça ifade edilmektedir. Allahû Tealâ bunu hepimizin üzerine farz kılmış, bu yönelmenin neticesinde de kullarını cennetle müjdelemiştir. Bütün sahâbe, Allah’a ulaşmayı dileyerek şeytana kul olmaktan kurtulmuş ve Allah’ın müjdesine mazhar olmuşlardır. 39

39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ıbâd(ıbâdi).

Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!
  • Kim Allah’a ulaşmayı dilerse o, Allah’ın dostudur ve Allah onu zulmetten nura çıkarır.
2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Allah, âmenû olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır.
  • Allahû Tealâ, Allah’a ulaşmayı dileyen kişiyi Kendisine ulaştıracağına dair garanti vermiştir. 
42/ŞÛRÂ-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh'a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm'e, Hz. Musa'ya ve Hz. İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah'a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).Bu noktada, “Nasıl oluyor da bir tek dilek; Allah’a ulaşmayı dilemek bir insanın kurtuluşu için yeterli oluyor?” şeklinde bir sual akla gelecektir.  Hatta aranızdan “Olur mu öyle şey, bu nasıl bir yol, nasıl bir yöntemdir ki bir tek dilek insanı kurtuluşa erdirsin.” diyenler olacaktır. Öyleyse gelin bu matematiksel şifreyi, bu muazzam sırrı adım adım çözmeye devam edelim.
  • Kur’ân-ı Kerim’e göre ancak Allah’a ulaşmayı dileyenler takva sahibi olanlardır.
Allahû Tealâ bu konuda şöyle buyurmaktadır: 

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.
  • Sadece takva sahibi olanların gideceği yer, Allah’ın cennetidir.
50/KAF-31: Ve uzlifetil cennetu lil muttekîne gayre baîdin.
Ve cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaştırıldı.
  • Allahû Tealâ, Allah’a ulaşmayı dileyerek takva sahibi olanların günahlarını örteceğini ifade etmektedir. Enfâl Suresinin 29.âyet-i kerimesi bu istikamette,  bütün insanlık için bir büyük müjdedir.

8/ENFÂL-29: Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.

İşte bu günahların örtülmesidir ki, insanın kurtuluşunun temelini oluşturur. Kişiyi bu noktaya getiren şeyse, kalbî bir dilekle ölmeden evvel ruhunu Allah’a ulaştırmayı dilemesi; Allah’a yönelmiş olmasıdır. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de; “Kimse kendi ameliyle cennete gidemez." hadîs-i şerifiyle, işte bu noktayı işaret etmiştir.  Hiç kimse Allah’ın müdahalesi olmadan cennete giremeyecektir.

Enfâl-29’da da açıkça ifade edildiği gibi, Allahû Tealâ Allah’a ulaşmayı dileyenlerin günahlarını örtmektedir. Herkesin mutlak olarak bir sevabı olacağı cihetle, günahları örtülen kişinin sevabı günahlarını mutlaka en az bir derece aşacaktır. Matematiksel olarak konuya baktığımızda görüyoruz ki böyle bir kişinin gideceği yer, açık ve kesin olarak Allah’ın cennetidir. 

Mu’minun Suresinin 102.âyet-i kerimesine göre cennete girmenin şartı, kişinin sevaplarının günahlarını aşmış olmasıdır.

23/MU'MİNÛN-102: Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).
O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir.

Yûnus Suresinin 7. ve 8.âyet-i kerimelerine göre Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin gideceği yer, cehennemdir.  

10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).
Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır. 

10/YÛNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir). 

Kehf-105’e göre Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin amelleri boşa gidecektir. Ve amelleri boşa gidenlerin cennete girmesi mümkün değildir.  

18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).
İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız. 

Emir Doğanay

 

Kur'ân'daki İslam » Kur'an-ı Kerim Takva Sahipleri İçin Cennetin Müjdesidir

 
Üye Girişi
e-posta
Parola
Beni hatırla
 
Araçlar
       
facebook  googleplus  Twitter  Delicious  Digg this